Şimdi yükleniyor

Eğitimde Türkiye Yüzyılı

gonultopaktas 97

Eğitimde Türkiye Yüzyılı

Birkaç anımla başlamak isterim yazıma; ilkokul, ortaokul ve lise yıllarımda ders kitabı bulmakta aileler ve öğrenciler ya zorlanır ya da bulunsa da pahalı bir fiyattan almak zorunda kalırdı.

Okullar başlarken aileleri bir telaş alır; eşten, dosttan, akrabadan çocuğu için kitap bulmak arayışına girerlerdi. Eğer ailenin maddi durumu iyiyse de kitapçıya gidip pahalı da olsa kitabını satın alırdı. Daha hızlı davranan aileler ise sorunu önceden halleder, okullar açılınca çocuk hangi sınıfa gidecek ise o sınıfın kitaplarını yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan alır; eşten, dosttan ve akrabadan bulup buluşturur, eylül geldiğinde ise işin önemli kısmını çok öncesinde halletmiş olurdu. Bazen de bir üst sınıfa geçen çocuğunun kitabını küçük kardeşine ya da yakınına verenler olur, kitap sorunu böylece halledilirdi. Kısaca kitaplar abla ya da ağabeyden küçük kardeşe, ondan da bir yakınına geçer, giderdi… Elden ele gezmiş bu kitapların sayfalarının üstünde, yanında notlar olur; bu notlar bizlere, derslerde büyük kolaylık sağlardı. Şöyle ki konuların sağına soluna ek bilgiler, soruların ve testlerin üzerinde açıklayıcı çözümler, işaretler olur; bu da biz öğrencilere büyük kolaylıklar sağlardı. Eğer kitabımız kullanılmış bir kitapsa, kendimizi iyi hisseder, çok mutlu olurduk. Çünkü bu bilgiler yol gösterir, bize sadece öğrenmek kalırdı. İşte bu yüzden olacak ki çalışkan ağabey ve ablaların kitapları bizim elimize geçerse, bizi başarıya taşırdı…
Bu durumun çok farklı yanı vardı ki anlatılmaz ama hissedilirdi âdeta… Kitabını aldığımız öğrencinin tüm çalışkanlığı, başarısı sanki bize de geçecekmiş gibi bir hisse kapılırdık.

Ailenin maddi durumu iyi ise yeni alınan kitapların kokusu biz öğrencilere başarının kokusu gibi gelirdi. Her bir sayfasına, başlıklara bakar, genel olarak nelerden bahsettiğini görür, resimlerini uzun uzun inceler ve başlıkla bağlantısını kurmaya çalışırdık. Ünite başlıklarına baktığımızda daha önce o konuda bilgilerimizi yoklar, kendimizce dersin zor ya da kolay mı olduğuna karar verirdik. En sonunda da kendi beğendiğimiz ciltlerle kaplar, gene beğenerek aldığımız etiketini yapıştırır, bir diğerine geçerdik. Etikete ismimizi, numaramızı, yeni sınıf ve okulumuzun adını da yazıp yepyeni çantamıza koyardık. Sanki bayrama hazırlanan çocuğun akşamdan kırmızı pabuçlarını, elbisesini başucuna koyması gibi bir şeydi bu. Sabırsızlıkla okulun açılmasını, sınıfımıza gitmeyi, sıralarımıza oturmayı, yeni yeni arkadaşlarımızla tanışmayı, dersleri dinlemeyi büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla beklerdik. Zihin denen bellek kumbaramızda öğretmenlerimizin anlattıklarını biriktirip sonra da gerektiğinde o bilgiyi çıkarıp sunardık. Ailelerin ve öğrencilerin çabaları; öğretmenlerin emekleriyle dopdolu günler böylece geçip giderdi.
Lise son sınıfa gelmiş ve üniversite sınavı yaklaşıyordu. Her öğrenci gibi ben de sınava girecektim ama söylemem gerekir ki sınava hazırlanamamıştım. Nasıl olsa “Lise bitince çok sıkı çalışırım.” diye düşünüyordum. Üniversite sınavının birinci aşamasına girip sonra da köyüme gittim. O yıllarda sınav sonuçları mektupla ev adresimize gönderilir ve gazetelerde ilan edilirdi. Köyde, sınavların açıklandığını duydum ve gazetede yayınlanan listeden sınava giriş numaramı aramaya başladım. Tüm Türkiye’de sınava girenlerin sınav giriş numaraları ve karşısında birinci aşamayı geçip geçmediği bilgisi olur, puanları açıklanırdı. Merak ve heyecanla kendi numaramı aramaya başladım, gözlerime inanamadım; tekrar baktığımda sınav giriş numaramı görmüş ve kazandığıma emin olmuştum. Hemen ikinci sınava hazırlanmalıyım diye düşündüm. Kazanmak istiyordum ama yirmi beş gün vardı. İkinci aşamayı da geçersem üniversite öğrencisi olacaktım. Zaman kısaydı ama olsun, hâlâ bir şansım vardı diye düşündüm. Bir yıl önce sınava giren ve kazanan emmi kızından üniversiteye hazırlık kitabı buldum. İkinci aşama için çalıştım. İşte bu kitap ve çalışmam, zamanında öğretmenlerimi dikkatle dinlemem, ödevlerimi zamanında yapmam, eğitim fakültesinde öğrenci olmama vesile oldu. Eğitim Fakültesi’nden mezun olup milletime hizmete başladım…

dergi satin al 2