Şimdi yükleniyor

Romanya’daki Kırım Tatarların En Önemli Eğitim Kurumlarından Mecidiye Müslüman Semineri’nin Ders Müfredatı(1)

89 metin omer

Romanya’daki Kırım Tatarların En Önemli Eğitim Kurumlarından Mecidiye Müslüman Semineri’nin Ders Müfredatı(1)

Günümüzde, Romanya’daki Kırım Tatarların en önemli kısmı, tarihî bölge Dobruca’da bulunmaktadır. Tuna ve Karadeniz arasında yer alan bu topraklara, yıllar içinde birçok Türk halkı yerleşmiştir. Aslında bölge, 13. yüzyılda Altın Orda’nın, 15. yüzyıldan 1878’e kadar ise Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetinde bulunmuştur. Dobruca, Berlin Antlaşması’nın bir sonucu olarak Romanya sınırlarına dâhil edildikten sonra Bükreş makamları, bu bölgedeki çoğunluğu oluşturan Müslümanları entegre etmek için çaba sarf etmiştir. Bu açıdan önemli bir husus, Türklerin ve Kırım Tatarlarının eğitimi olmuştur.

Mecidiye’deki Müslüman Semineri, Romanya’daki Müslümanların en önemli eğitim kurumu olmuştur. Romanya sınırları içerisindeki faaliyeti süresince, 1889 yılından 1967 yılına kadar seminer, sadece din görevlisi ve öğretmen yetiştirmekle kalmamış, Romanya’daki Türk ve Kırım Tatar entelektüellerin çoğunun yetiştikleri yer olmuştur.

“Müslüman Semineri”, Dobruca’nın 1880 yılı Anayasa’sının 21. maddesine istinaden, Müslüman toplumuna yönelik din görevlileri ve öğretmenlerin yetiştirilmeleri maksadıyla kurulmuştur. Seminer, 1889 yılında Babadağ kasabasında faaliyete geçmiştir. Babadağ’ın seçilmesi hiç tesadüfi olmamıştır. Babadağ’da 1610 yılından itibaren Gazi Ali Paşa’nın kurduğu medrese vardı.

1901 yılında Müslüman Semineri, Babadağ kasabasından Mecidiye’ye taşınmıştır. Taşınma nedeni olarak, Kuzey Dobruca’daki Müslüman nüfusun 1899 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na yapılan göç sonucunda azalması olarak ifade edilmiştir. Mecidiye’nin taşınma yeri olarak tercih edilmesi sadece Müslüman nüfusun yüksek sayıda olması değildir. Mecidiye’de İslâm Efendi’nin yönettiği bir özel seminer vardı ancak okulun, ilgili resmî makamlardan alınmış gerekli izinleri yoktu ve Romanya’daki eğitim sistemine dâhil değildi. Bu kapsamda, özel seminerin öğrencileri bir sınava tabi tutularak, devletin onayladığı seminere kabul edildiler.

Seminerin düzenlenmesi başlangıç olarak 1880 yılı Dobruca Anayasası ve sonra, daha geniş kapsamlı olarak, 1904 yılında yapılmıştır. 17 Ağustos 1904 tarihinde yayınlanan “Dobruca’daki Müslüman Semineri’nin düzenlenmesi konusundaki yönerge” öncesinde verilen dersler ve içerikleri, öğretmenlerin isteğine bağlı olmuştur. Başlangıçta medreseye has olmayan dersler arasında verilen ilk ders Romen Dili olmuştur. Ancak 1904 yılına ait yönergenin yayınlandığı tarihe kadar seminerin müfredatı konusunda bilgilere sahip değiliz. Büyük ihtimalle o zamana kadar verilen dersler de 1904 yönergesinde yer alan derslerdi. Bu iddiamızı destekleyen bir argüman, Romanya’da Müslüman din eğitimi konusunda çok fazla uzmanın olmamasıdır; büyük ihtimalle yönergenin hazırlanmasına “Müslüman Semineri”nin öğretmenleri bizzat katılmışlardır.

Müslüman Semineri’nin müfredatına laik derslerin girmesi 17 Ağustos 1904’ten önce başlamışsa da derslerin laik ve dinî olarak ayrılmaları, söz konusu tarihte kesinleşmiştir. Bu çerçevede seminerde, bir yandan bütün Romen okullarında verilen dersler verilecekti, öte yandan da dinî okullara has dersler vardı.
1904 yılına ait yönergeye göre laik dersler şunlardı: Romen dili (günlük konuşma, yazma, okuma ve basit kompozisyonlar); Romenlerin tarihi; Romanya’nın ve Romenlerin yaşadıkları ülkelerin coğrafyası ve beş kıtanın genel coğrafyası; aritmetik ve geometri ile toprak ölçü bilgileri; fizik ve doğa bilimleri; pedagoji konuları, bütün ilkokul derslerine uygulamaları; medeni hukuk konuları; hijyen ve halk sağlığı / tıp konuları; ağaç ve sebze ekimi; resim; güzel yazma sanatı ve şarkı.

Bütün bu dersler, iki Dünya Savaşı döneminin sonuna kadar seminerde verilmiştir. Bazı durumlarda bazı derslerin adları değiştirilmiştir. Örneğin, “Ağaç ve Sebze Ekimi” 1921 yılından sonra “Tarım Bilimleri” olmuş, “Medenî Hukuk Konuları” ise “Hukuk” olmuştur. İki Dünya Savaşı arasındaki dönemde sadece iki ders eklenmiştir: Jimnastik ve Fransız Dili.

Din derslerinin durumu oldukça karmaşık olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar aşağıdaki dersler Osmanlıca ve Arapça veriliyordu: “Türk Dili, Arapça Dili, Kur’an Okunması, Şeriat, Yazı-İmla.” Aynı tüzükte ilahiyat bölümünde incelenecek en önemli konular belirtilmiştir. İlk sınıfta verilen Türkçe derslerinde; Kur’an okuma genel tekrarı, Türk gramerine giriş, yazı ve imla alıştırmaları yapılacaktı.
Kur’an dersleri I. sınıftan başlıyordu: I. sınıfta Kur’an Kıraatı ve Tecvidi, II. sınıfta Mükâleme, III. sınıfta Halebi’nin kitabının ilk cildi, IV. sınıfta Halebi’nin kitabının ikinci cildi, V. sınıfta Multeka kitabının ilk cildi, VI. sınıfta Multeka kitabının ikinci cildi, VII. sınıfta Vaazlar, VIII. sınıfta Fıkh.

Bu şekilde birinci sınıfta Kuran’ın doğru şekilde okunması öğretiliyordu, II. sınıfta konuşma / vaaz dersleri veriliyordu, III. sınıftan VI. sınıfa kadar Hanefi mezhebi âlimlerinden İbrahim b. Muhammed-el-Halebi’nin kitapları okunuyordu, VII. sınıfta imamların verdikleri vaazlarla ilgili bilgiler veriliyordu, son sınıfta ise fıkh konuları öğretiliyordu.

Arapça dersleri II. sınıfta başlıyordu: II. sınıf Sarf (Emrile, Bina, Izi), III. sınıf Nehif (Avamil, Izhar), IV. sınıf Nehif (cami-cilt-evvel), V. sınıf Cami, cild-sani, VI. sınıf Mantık, VII. sınıf Maani ve Ali acâ, VIII. sınıf ise Akait. Bu çerçevede II. sınıfta Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ders kitapları; Emsile, Bina, Izi kullanılarak Arapça fiil çekimi öğretiliyordu. III. sınıfta Arapça grameri Nahiv ders kitabı kullanılarak öğretiliyordu. IV. ve V. sınıflarda Arapça gramer derslerine devam ediliyordu. VI. sınıfta mantık konuları, Esîrüddîn el-Mufaddal b. Ömer es-Semerkandî el-Ebherî (1200-1265) tarafından yazılmış olan Îsâgôcî veya uzun adıyla er-Risaletü’l-Esiriyye fi’l-Mantık kitabı kullanılarak anlatılıyordu. VII. sınıfta kelimelerin farklı anlamları ayrıntılı şekilde öğretiliyordu ve son sınıfta din konusunda bir kitap öğretiliyordu. Şeriat dersleri sadece VII. ve VIII. sınıflarında veriliyordu ve özellikle miras konuları inceleniyordu.

Türkçe ve Arapça dersleri sekiz sınıfa eşit olarak dağıtılacaktı. Romence verilen dersler, “Şehirlerdeki ilkokulların müfredatına göre, I. sınıftan IV. sınıfa kadar verilecektir; son iki sınıfta çeşitli yazarların eserleri, en yaygın çalışmalar, 1821 yılından bu yana en gelişmiş ülkelerin tarihi, pratik uygulamalı pedagoji dersleri, ağaç ve sebze ekimi, medeni kanun, hijyen ve halk sağlığı.”2 idi.

Müslüman Semineri’nde verilen özel dersleri inceleyince, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki medreselerde verilen derslerle uyumlu olduklarını görüyoruz. Örneğin, Esîrüddîn el-Mufaddal b. Ömer es-Semerkandî el-Ebherî’ye ait “er-Risaletü’l-Esiriyye fi’l-Mantık” kitabı, İslam dünyasındaki medreselerde okutulan ilk mantık kitabı olmuştur. Laik derslerden farklı olarak, İslam teolojisi ile ilgili dersler, iki Dünya Savaşı arasındaki dönemde bazı değişiklikler kaydetmiştir.

Müslüman Semineri Yönergesi’nin 3. ve 4. maddelerinin değiştirilmesi konusunda 5 Kasım 1935 tarihinde onaylanan karar ile Romence verilen dersler dışında aşağıdaki özel derslerin müfredatta yer almaları kararlaştırılmıştır: “Din bilimleri ile Arapça gramer ve cümle yapısı, din tarihi, ahlak ve sosyoloji, ilahi ve Kur’an okuma, Türk dili (alt sınıflar), Türk dili ve edebiyatı (üst sınıflar)” ve çok önemli bir husus, dersler, “yeni Latin alfabesiyle Türk dilinde” verilecekti.3

1947 yılının sonunda Bükreş’te komünistlerin Sovyet desteğiyle iktidara gelmeleri, Romen toplumunu önemli derecede etkilemiştir. Türk-Tatar toplumu açısından bakıldığında, eski gelenekler ve din ile olan bağlar tamamen silinmese de önemli ölçüde etkilenmiştir. Müslüman Semineri açısından bu durum, öneminin azalması anlamına geliyordu. Rusça gibi yeni rejim tarafından onaylanan konular müfredata eklendi ve finansman önemli ölçüde azaldı. Son olarak, Mecidiye Müslüman Semineri 1967 yılında kapatıldı.

Günümüzde, Mecidiye Müslüman Semineri’nin devamı, Romanya ve Türkiye devletleri arasında imzalanan bir protokol çerçevesinde 1995 yılında açılan “Kemal Atatürk” Ulusal Koleji sayılmaktadır. Türkiye’den gönderilen Türkçe ve ilahiyat öğretmenlerinden istifade eden bu okul, Mecidiye Müslüman Semineri gibi Romanya’daki Türk-Tatar toplumunun Türkçe öğretmenlerini ve imamlarını yetiştirmektedir.

Kaynakça
Cupcea, Adriana, Manuela Marin, Metin Omer, Seminarul Musulman din Medgidia. Documente şi Memorie/ The Muslim Seminary of Medgidia: Documents and Memory, Editura ISPMN, Cluj-Napoca, 2016;
Hamangiu, C. (1900-1942), Codul General al României (Romanya’nın kanunları), cilt XXIII, III, București: Leon Alcalay & Viața Românească.
Omer, Metin, “Romanya’daki Türk-Tatar Toplumunda Mecidiye Müslüman Seminerin Yeri (1880-1940)”, Yorum-Yönetim-Yöntem Uluslararası Yönetim-Ekonomi ve Felsefe Dergisi, cilt 8, sayı 1, 2020, s. 1-16

Dipnotlar:

  1. Mecidiye Müslüman Semineri konusu, daha kapsamlı bir şekilde Adriana Cupcea, Manuela Marin, Metin Omer, Seminarul Musulman din Medgidia. Documente şi Memorie/ The Muslim Seminary of Medgidia: Documents and Memory, Editura ISPMN, Cluj-Napoca, 2016 çalışmasında ele alınmıştır.
  2. Hamangiu, Codul General al României, cilt 3, s. 133.
  3. A.g.e., cilt XXIII, s. 954.