Şimdi yükleniyor

Nasıl Bir Eğitim!

aynur kuloglu 104

Nasıl Bir Eğitim!

Her aydının ve tabii ki her eğitimcinin kendi dünya görüşüne göre şekillendirdiği, zihin dünyasında tahayyül ettiği, kendi açısından saygın olduğunu düşündüğü, ideal bir toplum düzeni ve bir eğitim sistemi vardır ve elbette ki olmalıdır.

Her münevver, barışın ve huzurun egemen olduğu, refah ve mutluluk içinde hayatını idame ettiren bir toplum düzeninin oluşturulmasını ister ve bu yönde bir çaba gösterir. Böyle bir toplumsal yapının oluşmasını sağlamanın en kalıcı, en sürdürülebilir ve en gerçekçi yolu da hiç şüphesiz ki eğitimdir.
Eğitim sistemi üzerinde, her aydının sorunlara farklı bir perspektiften yaklaşması ve bu sorunlara farklı çözüm önerileri getirmesi gayet doğaldır. Önemli olan, sorunların siyasi düzlemden ve ideolojilerden bağımsız olarak objektif bir bakış açısıyla masaya yatırılması, ortak akıl yoluyla belirlenen bu sorunlara çözümler üretilmesi, bu çözümlerin uygulanmaya konulması ve bu uygulamaların gerektiğinde çağın gereklerine ve gerçeklerine göre yeniden revize edilerek uzun vadeli millî bir eğitim politikasına dönüştürülmesidir.

MEB tarafından yayınlanan verilere göre 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı’nda okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 19.155.571 öğrenci; YÖK’ün açıkladığı verilere göre ise 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı’nda, Yükseköğretim kurumunda 6.950.142 öğrenci eğitim almıştır. Bu göstergeler, sürecin bütün paydaşlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, toplumu oluşturan tüm bileşenlerin en önemli önceliklerinden birinin eğitim olduğu ve bu konunun ne kadar büyük bir önem arz ettiği çok daha iyi anlaşılacaktır. Eğitim, herkesi yakından ilgilendirmekte ve eğitim politikaları, toplumu oluşturan tüm bireyler için gelecekle ilgili belirleyici bir rol oynamaktadır.

“Nasıl Bir Eğitim!” kitabı; daha yaşanılabilir, daha gelişmiş ve daha mutlu bir Türkiye’nin hayalini kuran ve bu hayalin yol haritasını çizen bir aydının/eğitimcinin gelecekle ilgili tasavvurunun eğitim sürecinin bütün paydaşlarına aktarıldığı bir metin ve düşünsel bir yolculuğun kilometre taşları olarak değerlendirilmelidir.
Yazarın kitapta, bugüne kadar uygulanagelmiş eğitim politikalarına eleştiriler getirmekten çok konuyla ilgili çözümler sunduğu, eğitim konusunda yepyeni bir sayfanın açılmasını belirttiği, gayet özenli, siyaset üstü ve koruyucu bir dil kullandığı ve böylece eğitimle ilgili sorunlara daha yukarıdan bakmayı başardığı söylenebilir.

“Nasıl Bir Eğitim!”, planlı ve sistematik bir şekilde ilerleyen, okuyucunun konuyla ilgili zihninde oluşan birçok soruya cevap veren ve kendisine çözüm odaklı bir yöntem belirleyen bir eser niteliği taşımaktadır.
“Nasıl Bir Eğitim!”, kitabın adından da anlaşılacağı gibi birçok eğitim modeli içinde, Türkiye’ye en uygun eğitim sisteminin özellikleri neler olmalıdır, sorusuna verilen bazı cevapları içermektedir. Yazarın, “Nasıl Bir Eğitim?” sorusundan önce “Nasıl Bir İnsan?” sorusunu sorduğu kitap; Eğitimin Temel Konuları, Eğitim ve Öğretmenlik, Eğitim Kademeleri, Eğitimin Bileşenleri, Eğitim ve Gelecek ve Öğretmen Yetiştirme Modeli ve Genel Değerlendirme başlıkları olmak üzere toplam altı bölümden oluşmaktadır.

Prof. Dr. Ertuğrul Yaman bu kitapta, 40 yılı aşan eğitimcilik deneyimlerini, bilgi ve birikimini okuyucularla paylaşıyor. Bir “medeniyet tasavvuru” projesi olarak ortaya çıkan Nasıl Bir Eğitim!; insan, aile, kişilik, karakter ve değerler eğitimi, hayat boyu eğitim ve zamanın ruhu gibi kavramları ön plana çıkartarak, eğitimsel sorunların bu kavramlar ışığında çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çiziyor.

Kitabın gereksiz ayrıntılara yer vermemesi, kolay ve anlaşılır bir dille yazılması, sorunlara somut, gerçekçi, uygulanabilir çözümler önermesi ve eğitimle ilgili sorunların ve çözüm önerilerinin ana başlıklar hâlinde okuyucuya iletilmesi, kitabın değerini bir kat daha artırıyor.

Kitabın bütüncül amacının “Nasıl Bir Eğitim!” sorusuna akıl, bilim, tarih, kültür ve değerler ekseninde cevaplar vermek olduğu dile getirilebilir. Kitap bünyesinde, eğitimin her kademesine ışık tutacak, yepyeni bir model çalışmasına zemin hazırlayacak bir özellik barındırıyor.

“Nasıl Bir Eğitim!” kitabında, eğitimin karanlık noktalarına ışık tutuluyor ve istendik bir eğitim anlayışı ve uygulaması için bir yol haritası çiziliyor. Kitabın ana karakterini eğitim-öğretimle ilgili sorunlar ve çözüm önerileri oluşturuyor ve kitapta teorik bilgilerden çok, eğitim uygulamalarına ilişkin reel ve somut önerilere yer veriliyor.

Eğitim sistemindeki sorunların ana hatlarıyla çözülmesi için kalıcı bir eğitim politikasının oluşturulmasını, müfredattaki ruh ve felsefe eksikliğinin giderilmesini, sınav odaklı ve ezberci bir eğitim anlayışından vazgeçilmesini, müfredatta millî, manevi ve evrensel değerlere daha fazla yer verilmesini ve bu modeli uygulayacak nitelikli kadroların yetiştirilmesini öneren yazar, eğitimde yeni bir bakışın, yeni bir anlayışın ve yeni bir yönelişin şart olduğunu ifade ediyor.

Eğitim sisteminin yerli ve millî değerlerle bezenmesini, aynı zamanda evrensel ilkelerle örtüşmesini tavsiye eden Prof. Dr. Ertuğrul Yaman, eğitim sisteminin ülkenin ve zamanın ihtiyaçlarını esas alan, ülkemizin tarihsel köklerine bağlı, erdem, değer ve marifet eksenli, insanımıza kişilik ve karakter kazandıran bir bakış açısıyla yeniden şekillendirilmesini savunuyor.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde, en kıymetli yatırımın insana yapılan yatırım olduğunu ifade eden yazar, eğitim sistemimizin ana çizgilerini şanlı tarihimizin köklerinde aramamız gerektiğine vurgu yapıyor, öğretimden çok eğitime önem verilmesi gerektiğini dile getiriyor ve bir ülkede bireyi ve toplumu eğitmeden kalkınmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

Eğitim, öğretmenlik, idealist öğretmen, yöneticilik, liderlik vb. kavramlara ve özelliklerine açıklık getiren ve eğitim-öğretim sürecinin en önemli kazanımları, bilgi vermekten çok temel yaşam becerileri kazandırmak olmalıdır diyen yazar, kitabın birçok yerinde ailenin çocuk eğitimindeki işlevine ve önemine değiniyor.
“Nasıl Bir Eğitim!”; üniversitelerin fonksiyonlarından eğitimin bileşenlerine, ölçme-değerlendirme ve sınav sisteminden akran zorbalığına, uzaktan eğitimden iletişime ve eğitimde yabancı dil konusuna kadar oldukça geniş bir yelpazeden eğitim sistemimizin temel konularını gündeme getiriyor.

Kitabında, “Okuma Kültürü ve Kitap Medeniyeti” başlıklı bir bölüm açan Prof. Dr. Ertuğrul Yaman, okuma alışkanlığının ailede başladığını ve okulun asıl görevinin bireyi nitelikli bir okur yapmak olduğunu ifade ederek, istatistiksel veriler ışığında oldukça çarpıcı tespitler yapıyor: “Okumak ve yazmak, medeni hayatın iki önemli eylemi olmak yanında hayatı anlama ve anlamlandırmanın da gereğidir.” (Yaman, Başarıya Giden Yol)

Yazar, kitabının son bölümünde, 10 aşama olarak belirlediği “Öğretmen Yetiştirme Modeli”yle üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken çok önemli bir konuyu da eğitimcilerin ve yöneticilerin dikkatlerine sunuyor.

Eğitimcilik ve öğretmenlik mesleğinin tarihsel arka planıyla ilgili oldukça doyurucu bilgiler veren Prof. Dr. Yaman, öğretmenliğin insanlık tarihi kadar eski, köklü ve özel bir meslek olduğuna işaret ediyor ve İslam Tarihi’nden verdiği örneklerle bu düşüncelerini destekliyor. Geçmişi bu denli eski olan öğretmenlik mesleğinin insanlık var oldukça değerini daha da artırarak sürdüreceğini söyleyen yazar, kitabın daha sonraki bölümlerinde, Atatürk döneminde eğitim alanında yapılan çalışmaları da kitabına taşıyarak yakın tarihimize ışık tutuyor.

• “Bireyi, toplumu ve devleti ayakta tutacak iyi ve güzel işlerin yegâne yolunun eğitimden geçtiği gün gibi aşikârdır.” (s. 55) Bir toplum ancak nitelikli bir eğitim sistemiyle gelişip güçlenebilir ve tarih sahnesindeki varlığını ve saygınlığını ancak eğitim sayesinde koruyabilir.
• “Eğitim faaliyetleri hem bilgi verip öğretmeyi hem de verilen bilgileri davranışa dönüştürmeliyken; Türkiye’deki eğitim anlayışı 1960’lardan itibaren tek yönlü ve bir ayağı aksak olarak yalnızca ‘öğretim’ yapmaya kaymıştır.” (s. 58) Eğitimin en temel amacı; bilgili, becerili, değerli, iradeli ve ideal sahibi insanlar yetiştirmektir. Bu yüzden eğitim birinci plana alınmalı ve öğretim etkinlikleri bu anlayışın üzerine bina edilmelidir.
• Türk eğitim sistemi; zamanın ruhuna, modern çağın gereklerine, toplumsal kültürümüze, millî ve manevi değerlerimize göre yeniden oluşturulmalıdır.
• Türkiye, sınav odaklı ve ezberci bir sistematiğe dayanan eğitim anlayışını bir kenara bırakmalı; okulu zevkli, eğlenceli ve örtük bir öğrenme yerine dönüştüren bir eğitim sistemine geçmelidir.
• “Eğitim meselesi, Türkiye’nin en önemli ve en güncel meselesidir.” (s. 69) Ülkemiz, doğru bir eğitim sistemi ve uygulamasıyla sahip olduğu genç ve dinamik nüfus potansiyeli sayesinde, yakın bir gelecekte, gelişmiş dünya ülkeleri arasındaki hak ettiği yere ulaşacaktır. TÜİK verilerine göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun 12.949.827 kişi olduğu ve bu sayının Türkiye nüfusunun 15,2’sini oluşturduğu düşünüldüğünde, bu durum ayrı bir önem kazanacaktır.
• “Ülkemizde eğitim alanındaki diğer yeni bir ufuk, eğitimde en önemli ve en temel basamağın ‘aile’ olduğu gerçeğinin kabul edilmesidir.” (s. 89) En temel eğitim kurumu ailedir ve bir çocuğun en doğal eğitmeni annesidir.

“Eğitim-öğretim süreçlerinin en değerli unsuru öğretmendir.” (s. 93) Öğretmenlerin iyi yetiştirildiği nitelikli bir program sayesinde, eğitimciler edinmiş oldukları bilgi ve becerileri öğrencilerine aktaracak, böylece öğrencilerde son yıllarda görülen değer ve idealizm kaybının önüne geçilmiş olacaktır. “Öğretmen Yetiştirmede Yeni Bir Kuram” başlıklı bölümde, öğretmeni “öğrenen öğretici” olarak tanımlayan yazar, öğretmenlerin sürekli kendini geliştiren ve yenileyen, öğrencileriyle birlikte öğrenme yolculuğuna çıkan, bilgi ve becerilerini paylaşan, öğrencilerinin yeteneklerini keşfeden, topluma örneklik ve öncülük eden bireyler olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor; öğretmen yetiştirmedeki yeni kurama isim olarak “Öğrenen ve Paylaşan Öğretmenlik Kuramı” başlığını öneriyor ve Millî Eğitim Akademisi’nin yeniden etkin bir konuma getirilmesinin çözüme giden yoldaki ilk ve en güçlü adımlardan biri olacağını vurguluyor.
• Eğitim, uzun vadeli bir süreçtir. Bu süreci başarılı bir şekilde tamamlayabilmek için aile başta olmak üzere; öğrenci-okul-öğretmen ve yöneticilerin iş birliği içinde olmaları gerekmektedir. “İnsanı bir bütün olarak düşündüğümüzde, ilk ve en önemli yetişme ortamı ‘aile’dir.” (s. 164) Eğitimin temelleri ailede atılır ve birey, okuma alışkanlığı başta olmak üzere bütün temel becerilerini ailede kazanır. Okuduğunu anlama becerisi, tüm becerilerin temelidir. Bu yüzden çocuklar erken yaşlardan itibaren nitelikli kitaplarla buluşturulmalı ve kitap okuma alışkanlığı konusunda ebeveynler çocuklarına rol/model olmalıdır.

• Türkiye, dünyada uygulanan diğer eğitim modellerini de inceleyerek kendine özgü ve tamamıyla bu toprakların ihtiyaçlarından doğan bir eğitim modelini bir an önce hayata geçirmelidir.

• Eğitim sistemimiz, kendisine temel dayanak olarak inanç ve kültürel değerlerimiz üzerine kurulmalı; bakış, duyuş, düşünüş, algılayış, yaşayış vb. açılardan yerli ve millî bir karakter taşımalıdır.

Büyük Atatürk’ün, “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” sözünden hareketle geleceğin dünyasının en temel belirleyicisi eğitim ve eğitimin ana omurgası olan öğretmenler olacaktır ve eğitim konusu, ilerleyen dönemlerde çok daha fazla önem kazanacaktır. Türkiye, bireyi merkeze alan, millî tarih ve kültür merkezli, daha bilimsel ve daha çağdaş bir eğitim modeliyle, kısa bir zaman içinde bölgesinde ve dünyada “lider ülke” konumuna ulaşabilecektir. Yerli ve millî bir eğitim sistemi sayesinde “Türkiye Yüzyılı”nın inşası mümkündür ve bu ideal, kadim Türk tarihine ödenmesi gereken bir borçtur.

“Nasıl Bir Eğitim!”; eğitimin bütün sorunlarına değinen, bu sorunlara rasyonel ve pratik çözüm önerileri getiren, eğitimin tüm paydaşları tarafından dikkatle okunması gereken kaynak bir eser niteliği taşıyor ve özellikle bireyi ve aileyi ikinci plana iten Batı kökenli eğitim modelleri göz önünde tutulduğunda taşıdığı evrensel niteliklerle de yabancı dillere çevrilmeyi hak ediyor.

Künye:
Kitap Adı: Nasıl Bir Eğitim!
Yazarı: Prof. Dr. Ertuğrul YAMAN
Türü: Pedagoji/Araştırma/İnceleme
Yayınevi: Anadolu Ay Yayınları
Basım Yeri: Sıhhiye & Ankara
Basım Yılı: Ekim-2022 / 1. Baskı
Basımevi: Anadolu Çınar, Bilim, Eğitim, Danışmanlık Hizmetleri Basın-Yayın
Sayfa Sayısı: 272
Kaynakça:
1- https://www.meb.gov.tr/2021-2022-orgun-egitim-istatistikleri/haber/27552/tr
2- https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2023/yuksekogretimde-yeni-istatistikler.aspx
3- https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Genclik-2022-49670
4- Daley, Megan, Kitap Okuyan Çocuk Yetiştirmek/Bir Çocuğun Kitap Okuma Sevgisini Nasıl Beslersiniz?, Orenda Yayınevi, 3. Baskı, İstanbul, 2021.
5- Duman, Tayyip, Türkiye’de Ortaöğretime Öğretmen Yetiştirme Problemi, (Tarihi Gelişim), Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1991.
6- Gür, Bekir, Eğitimle İmtihan, Seta Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2016.
7- Topçu, Nurettin, Türkiye’nin Maarif Davası, 25. Baskı, İstanbul, 2016.
8- Yaman, Ertuğrul, Başarıya Giden Yol, Akçağ Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2017.
9- Yaman, Ertuğrul, Değerler Eğitimi, Akçağ Yayınları, 5. Baskı, Ankara, 2017.
10- Yaman, Ertuğrul, Nasıl Bir Eğitim!, Anadolu Ay Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2022.
11- Yazıcı, Kubilay, “Değerler Eğitimi’ne Genel Bir Bakış”, Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, 19. sayı, 2006.