Şimdi yükleniyor

77. Sayı

77. Sayı

25,00

Stokta yok

Kategoriler:

Açıklama

Anadolu’da, Türk-İslam medeniyetinin tesisinde rol oynamış, gönül dünyamızın manevi iklimine can veren, fikirleriyle âdeta Anadolu’yu mayalayan çok sayıda mutasavvıf yaşamıştır. Bunlardan biri de aşkın yolcusu Yunus Emre’dir. Yunus Emre, geçmişten günümüze ulaşan sesiyle, bütün insanlığa hitap eden bir şair olmaktan çok daha fazlasıdır. Yunus Emre’yi tanımak, aslında kendi öz benliğimizde kaybettiğimiz birçok değeri yeniden gün yüzüne çıkarmak demektir. Yüzyıllar öncesinde yaşamış olmasına rağmen, bedeni olmasa da ruhu ile bizlere bir fener gibi ışık tutmaya devam etmektedir. O, bir dil köprüsü, insandan insana uzatılmış sevgi, kardeşlik, hoşgörü elidir; aradan geçen bunca zamana rağmen bugün bile insanlığa hâlâ söyleyecek sözü olan bir dil ve gönül ustasıdır.

Şüphesiz eserlerinin günümüze kadar ulaşmasında etkili olan başlıca etkenler dili, üslûbu ve her daim geçerliliğini koruyacak düşüncelere sahip olmasıdır. Şiirleriyle; insan ve doğa sevgisi, hoşgörü, kardeşlik ve barış kavramlarını en duru hâliyle Türkçe anlatarak; dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin tüm insanlığa seslendi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ifadesiyle, “Yetmiş iki millete bir gözle bakmak” ilkesi ve evrensel insani değerler üzerine inşa ettiği felsefesiyle, insanları ortak değerler etrafında birleştirip çağının çok ötesinde bir şair oldu. Anadolu halkı, Yunus’u yaşadığı asırdan bu yana öylesine benimsedi, öylesine yüreğine aldı ki, hiç kimse ona ait belgelere dayalı bir biyografiye ihtiyaç duymadı. Hayatını eserinden, söylediklerinden ibaret gördü ve onu, her zamanda ve mekânda şiirleriyle yaşattı. O, Anadolu’dan Balkanlar’a Müslüman Türk kültürünün yaşatılmasına katkıda bulundu. Halkın, Yunus Emre’yi bağrına basması, ondan “Bizim Yunus” diye söz etmesi, muhtelif bölgelerde makamlar inşa etmesi, tasavvuf edebiyatında pek çok ismin Yunus’un Divan’ındaki üsluba özenerek eserler vermesi; onun, Anadolu insanının kolektif bilincinde bıraktığı derin tesirle ilgilidir.

Ancak modern çağ, ilahi aşkın doğup büyüyeceği gönül yurdunu âdeta kurak bir ülkeye dönüştürmüştür. İnsanlar arasında iletişimsizlik, anlayışsızlık, gizli-açık zorbalık biçimleri, bizleri Yunus’un gönül dilinden fersah fersah uzağa düşürmüştür. O yüzden bugün, Yunus’un sesine, nefesine her zamankinden daha çok muhtacız. Bu yüzden, Türk dili ve kültürünün en önemli şahsiyetlerinden Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alınmasını ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın imzasıyla 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanmasını önemli ve değerli buluyoruz. Yunus Emre’nin dünya görüşünün odağında, “insan ve sevgi” anlayışında kalmanız dileğiyle…
“Yunus Emre ve Türkçe Yılı” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu yaptığımız bu özel sayımızda, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ ile bir röportaj gerçekleştirdik. Her ay farklı bir ili tanıttığımız dergimizde bu ay da “Türk Dilinin Başkenti Karaman”a konuk olduk. Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak onların da fikirlerini aldık. “Tarihte Bu Ay Neler Oldu?” köşemizde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş olaylarını yeniden gün yüzüne çıkardık. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini, fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.