Şimdi yükleniyor

73. Sayı

73. Sayı

25,00

Stokta yok

Kategoriler:

Açıklama

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla açığa çıkan, başta Kafkasya olmak üzere birçok bölgede yaşanan sınır sorunları ve dondurulmuş meseleler, günümüzde âdeta artçı depremler gibi bölgedeki varlığını hissettirmiştir. Bunun sonucu olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki yaşanan ve 44 gün süren II. Karabağ Savaşı, 10 Kasım tarihinde Rusya’nın arabuluculuğunda imzalanan dokuz maddelik barış beyannamesi ile sona erdi. Yaklaşık 30 yıldır süren Ermeni işgaline karşı düzenlenen askerî harekâtta kullanılan teknolojik ekipman, ilerleme hızı ve uygulanan strateji savaş tarihine geçmiştir. Yaklaşık bir buçuk ay süren II. Karabağ Savaşı, sadece iki ülke arasında yaşanan bir savaş değil, aynı zamanda Kafkasya’nın yeni jeopolitik durumunun da kilometre taşı olmuştur. Azerbaycan ordusunun göstermiş olduğu üstün başarı, Güney Kafkasya’daki stratejik dengeyi de değiştirmiştir.

II. Karabağ Savaşı sırasında ve sonrasında Ankara ve Moskova, Güney Kafkasya’yı en fazla etkileme gücüne sahip devletler olarak öne çıkmıştır. ABD ve Fransa’nın başını çektiği AGİT Minsk Grubu ise, bugüne kadar Karabağ’daki problemi çözmek yerine, 28 yıldır Azerbaycan’ı oyalayan bir yöntem izlemiştir. Azerbaycan’ın, Karabağ’da elde etmiş olduğu kazanımlar neticesinde, önümüzdeki dönemde bölgenin geleceği üzerinde AGİT Minsk Grubu’nun bir etkisinin olması zor gözükmektedir.

Batılı devletlerin veya küresel güçlerin Kafkasya bölgesiyle ilgili şimdiye kadarki tutum ve politikaları göz önünde bulundurulduğunda, yeni dönemde; bölgede barışın sağlanmasında, bu barışın korunmasında ve şartlarının belirlenmesinde artık söz konusu güçlerden ziyade Türkiye’nin aktif olarak rol alması gerekecektir. Jeopolitik olarak Avrasya’da ağırlığını artıran Türkiye, artık sadece coğrafi olarak bulunduğu bölgenin bir gücü veya NATO içinde Batı’ya bağlı bir güç değil, küresel çapta bağımsız bir aktör olarak algılanmaya başladı. Ayrıca Türkiye-Azerbaycan askerî ve stratejik iş birliği, Türk ve İslam dünyasında benzer haksızlıklara karşı adaletin tesisini gerektiren durumlar için de bir rol model oluşturmuştur.

Bunun yanında, Karabağ Zaferi sonrasında işgal altındaki topraklarını geri almayı başaran Azerbaycan, yapılan anlaşmalar ile açılan koridorlar sayesinde, Türkiye ve Azerbaycan’ın yanı sıra Türk dünyası açısından da fizikî engellerin tamamen kalkmasına; ciddi ekonomik, ticari ve kültürel gelişmelere yol açmasına olanak sağlamıştır.
“Karabağ” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu yaptığımız bu özel sayımızda, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Hazar İBRAHİM ile bir röportaj gerçekleştirdik. Her ay farklı bir ili tanıttığımız dergimizde bu ay da “Ab-ı Hayat Diyarı Bingöl”e konuk olduk. Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak onların da fikirlerini aldık. “Tarihte Bu Ay Neler Oldu?” köşemizde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş olaylarını yeniden gün yüzüne çıkardık. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini, fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.