Şimdi yükleniyor

106. Sayı

106. Sayı

45,00

Stokta yok

Kategoriler:

Açıklama

Osmanlı Devleti’nin Balkanlardan çekilmesi ile beraber Balkan
Türkleri sahipsiz kalmış, meydana gelen göçlerle nüfusla beraber
nüfuzları da giderek azalmıştır. İmparatorluğun zayıflaması
sonrasında Balkanlarda kurulan devletlerde Türkler, neredeyse bütün
siyasi ve sosyal haklarından mahrum kalmışlardır. Bu süreçte Türklerin,
Balkanlarda kalması istenmediğinden her türlü baskı ve zorlamaya da
maruz kalmışlardır.
Bu baskılar karşısında, özellikle Makedonya’da yaşayan Türkler, Şuayb
Aziz Efendi önderliğinde ve Türk gençlerinin katılımıyla millî ve manevi
değerlerini, örf, âdet ve geleneklerini korumak ve yaşatmak üzere
bir araya gelmeye başlamıştı. Bu oluşum, Türk tarihine, Türk kültür ve
ananelerine daha sıkı sarılmak düşüncesiyle “Yücelciler” adıyla teşkilatlandılar
ve bu amaçla fikrî bir bilinç başlattılar. Dönemin Yugoslavya
Türk aydınları arasında başlayıp dalga dalga bütün ücra köylere kadar
yayılan bu teşkilat, daha çok millî kültürün korunması, kimliksizleştirmeye
karşı durma, asimilasyonları önleme ve komünist rejime uyum
sağlamak istememe amacı etrafında şekillenmiştir. Yine bu teşkilat;
1944 yılında ilk Türk gazetesi olan Birlik Gazetesi’ni çıkarırlar. Ayrıca
Üsküp radyosunda ilk Türkçe yayınını gerçekleştirirler, Türkçe dersleri
vererek öğretmen yetiştirmeye başlarlar. Türklerin yaşadığı köylere giderek
Türk alfabeli okuma kitapları dağıtıp, Türkçe eğitim vermek üzere
ilk Türk okulu “Tefeyyüz”ün açılmasını sağlarlar.
Gelişmelerden rahatsız olan Tito yönetimi, 1947’de bir ihbarı gerekçe
göstererek apar topar tutuklamalara, soruşturmalara başlamıştır.
Zamanın ileri gelen tüm aydınları, sağduyu sahipleri, halkın gerçek
temsilcileri bir gecede vatan haini ilan edilip jet mahkeme kararlarıyla
hüküm giymiştir. 19 Ocak 1948 tarihinde başlayan yargılamalarda her
duruşma, hoparlörle Üsküp sokaklarında yayınlanıp, şehirde yaşayan
Türkler psikolojik baskı altına alınır. Ve 27 Şubat 1948… Makedonya
Türkleri için kapkaranlık bir gün. Şuayb Aziz İshak, Ali Abdurrahman
Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Âdem Ali Âdem sadece Türk olmak ve Türk
kalmak fikrinin müdavimi olmanın bedelini, beş gün süren mahkeme
sonrasında hayatlarıyla ödemişlerdi. Yugoslavya’da Türklere yönelik
baskılar neticesinde yüz binlerce Türk, ata topraklarından ana vatanlarına
hicret etmek zorunda bırakılırken, Yücelcilerin mücadelesi ise
uzun yıllar boyunca bir bilinmeyen olarak kalır.
Balkanların unutulan kahramanları Yücelciler, Komünist Yugoslavya
döneminin en baskıcı zamanında hayatlarını ortaya koymuş fedakâr
ve idealist insanlardır. Bu sebepledir ki unutulmuş millî, tarihî, kültürel
ve manevi değerlerimizi inşa ederek gün yüzüne çıkartmak; siyaset,
hukuk ve sivil toplum kurumlarımızın başlıca görevleri arasında yer
almalıdır. Mezarlarının nerede olduğu bugün dahi bilinmeyen Şuayb
Aziz Efendi ve arkadaşları, inandıkları dava için boyun eğmek nedir bilmeden
sürdürdükleri yaşamlarını, yine inandıkları dava için şehit olarak
noktaladılar. Allah, şehadetlerini kabul eylesin. Ruhları şâd olsun…
“Yücelciler” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu
yaptığımız bu özel sayımızda, birbirinden değerli makaleleri siz okuyucularımızla
buluşturuyoruz. Konuyla ilgili olarak bu sayımızda, Araştırmacı-
Yazar Eren Atala ERİŞ ve İHH İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Üyesi
ve Araştırmacı-Yazar Osman ATALAY ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak her
sayıda olduğu gibi onların da fikirlerine yer verdik. “Tarihte Bu Ay Neler
Oldu?” köşemizde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş olaylarını yeniden
gün yüzüne çıkardık. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere
önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini,
fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını
temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.