Şimdi yükleniyor

Barbie Filmi ve Tüketim Toplumu

caglayan neyman 104

Barbie Filmi ve Tüketim Toplumu

Barbie filminin çekileceği duyurulduğundan itibaren bir oyuncak bebeğin hikâyesinin hangi yönden ele alınacağı tüm dünyada bir merak konusu olmuştu. Hikâye anlatımında çıkmazda olan Hollywood’un ve sinema endüstrisiyle, son yıllarda satış grafiği düşen Barbie’nin bir araya gelmesi, yükseliş hamlesi ortaklığı gibi görünüyordu.

Barbie, vizyona girmeden önce yapılan abartılı tanıtım çalışmalarıyla az çok kendini belli ediyordu. Blockbuster (yüksek bütçeli, gişe beklentisi yüksek, yıldız oyunculu ama konu yönünden zayıf) bir film bekliyordu izleyiciyi.

Ancak stüdyonun, filmi yazması ve yönetmesi için Little Women ve Lady Bird gibi kadın hikâyelerinin ünlü yönetmeni Greta Gerwig’i seçmesi, filmin feminist politikalara yer vereceğine dair söylentileri de beraberinde getiriyordu.

Kısacası film, beyaz perdede yerini almadan kendinden sıkça söz ettirerek, gişesinin az çok nasıl olacağını belli ediyordu.

Film vizyona girdikten sonra eleştirmenlerden iyi yorumlar almasıyla gündemdeki yerini iyice sağlamlaştırdı. O noktada filmi izlemeye karar verdim. Film, Barbie’nin imajına ters bir biçimde, mesaj kaygısı olan, kaliteli bir yapım olduğunun özellikle altını çiziyor, bunu da öyle incelikli yazılmış bir mizah anlayışının ardına saklıyor ki kesinlikle didaktik olmaktan kaçınmayı başarıyor. Film; feminizm, ataerkil sistem, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine bir güzelleme…

Sartre ve Camus’nün varoluşçuluk felsefesiyle, The Matrix filmine de esin kaynağı olan düşünür Jean Baudrillard’ın “simülakrlar ve simülasyon” kavramlarıyla temellendiriliyor. Bernard Shaw’ın Pygmalion’una, Jim Carrey’nin Truman Show’una göndermeleri ve Gene Kelly müzikallerine saygı duruşuyla da sağlam bir film olduğunu belli etmek için elinden geleni yapıyor. Ayrıca film, Barbie’nin yarattığı imajı hicvederek yıkmayı da ihmal etmiyor.

Peki, Barbie neden kendinden beklendiği gibi tozpembe bir dünya ile karşımıza çıkmadı? Neden Barbie’nin üreticisi Mattel firması feminist bir yönetmenle, derdi olan bir film çekme kararı aldı?
Bu derin alt metinler, kâr elde etmek için kavramların içini boşaltmak amacıyla mıydı? Yoksa kötü beden imajını, gerçekçi olmayan idealleri temsil eden markanın, karalanan geçmişini düzeltmek için gerçek bir çabayı mı temsil ediyorlar?

resim