Şimdi yükleniyor

Atsız ve Köktürkçe Metinler

84 bilgehan atsiz

Atsız ve Köktürkçe Metinler

Hüseyin Nihal Atsız, edebî ve fikrî kişiliğinin yanında bilimsel çalışmalarıyla da Türkoloji alanının önemli bir simasıdır. 1930 yılında mezunu olduğu İstanbul Dârülfünûnu’nun Edebiyat Bölümü’nde Fuad Köprülü’nün asistanı olarak göreve başlayan Atsız, Türk dili ve tarihi alanlarında birçok esere imza atmıştır. O, duygu ve düşünce dünyasında önemli bir yeri olan İslam öncesi Türk tarihi üzerinde ülkemizde ilk çalışmaları yapmış, bu dönemi Bozkurtlar ve kısmen de Ruh Adam romanında işlemiştir.

Eski Türkçe üzerine yapılan çalışmalarda çok zikredilmese de 1932-1934 yıllarında Atsız’ın, Köktürk harfli metinlere dair bazı makaleler yazdığını görmekteyiz. Orhun Yazıtları’nda geçen “körür közüm körmez teg, bilir biligim bilmez teg boldı” ibaresiyle Dede Korkut’taki “menüm körür közlerüm körmez oldı, tutar menüm ellerüm tutmaz oldu” ibaresi arasında büyük ve göze çarpıcı bir benzeyişe dikkat çektiği yazısı, 1932 yılında Azerbaycan Yurt Bilgisi dergisinde yayımlanır (1932:60-61). Orhun Yazıtları’ndan söz ettiği ilk yazısında Atsız, sadece bu ifadelerdeki benzerlikten hareketle ne Orhun Türklerinin Oğuzluğundan ne de Dede Korkut’un dilinin Köktürkçenin devamı olduğundan söz edilemeyeceğini ancak bu tür ifadelerin Türkler arasında ne kadar uzun yaşadığını, bunun kavmî, millî ananelerin kuvvetini gösterdiğini belirtir (1932:60-61). 1933 yılında Orhun dergisinin 1. sayısının 16-20. sayfaları arasında “En Eski Türk Müverrihi: Bilge Tonyukuk” adlı makaleyi yayımlar. 1934 yılında Orhun’un 5. sayısında yayınlanan makalenin başlığı, “İkinci Türk Müverrihi: Yulığ Tigin”dir. Bu iki makalenin başlığından hareketle Atsız’ın, bu şahsiyetleri tanıtacağı düşünülebilir. Ancak Atsız, onları ilk tarih yazıcıları olarak kaydeder ve onların yazdığı/yazdırdığı metinleri Türkiye Türkçesine aktarır. Orhun dergisinin 1934 yılı 8. sayısında, Moyunçur Kağan (Şine Usu) Yazıtı (1934f:150-156) üzerine yazdığı makalelerde metinleri okuma ve aktarma girişiminde bulunan Atsız, söz konusu çalışmalarını -Moyunçur Kağan Yazıtı hariç- bazı küçük değişikliklerle “Türk Edebiyatı Tarihi” adlı kitabına da almıştır. Atsız, 1943’te 2. baskısı yapılan “Türk Edebiyatı Tarihi”nde Tonyukuk Yazıtı’nın batı yüzündeki ilk 5 ve Kültigin Yazıtı doğu yüzündeki ilk 10 satırını okumuş ve Türkiye Türkçesine aktarmıştır. Atsız’ın bu okuma denemesi büyük ölçüde Thomsen ve Orkun’la paralellik göstermektedir. Metinlerin Türkiye Türkçesine aktarımında ise bazı küçük farklılıklar bulunmaktadır. Atsız, Thomsen’in makalesinin Almanca çevirisini veya yayımlanmadan önce Ragıp Hulusi tarafından yapılan Türkçe tercümesini görmüş olabilir. Atsız, Thomsen ve Ramstedt gibi Eski Türk Yazıtları üzerine çalışmalar yapan âlimlerin eserlerinin orijinalini kaynak olarak makalelerinde kullanmıştır. Hüseyin Namık Orkun’un “Eski Türk Yazıtları” adlı eseri, Atsız’ın makalesinden üç yıl sonra yayımlanır. Orkun’un, Tonyukuk ve Kültigin Yazıtı’nın Türkiye Türkçesine aktarımı ile Atsız’ın aktarımı arasındaki benzerlikler dikkat çekici niteliktedir. Sınıf arkadaşı olan Atsız ve Orkun, muhtemelen birbirlerinin çalışmalarından haberdardır.

Atsız, Köktürk harfli metinleri okuduğunu bazı polemik yazılarında belirtiyor. Atsız’ın, Necip Asım’ın Orhun Abideleri adlı eserini beğenmediğini, Hasan Ali Yücel’in Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1932) kitabına yazdığı eleştiri yazısından anlıyoruz (1934d:104).

Atsız, Dede Korkut Hikâyeleri ve Tonyukuk Yazıtı’ndaki yazım hataları üzerinde durduğu makalesinde, kalın ünlülerle kullanılan sad harfi ve ince ünlülerle kullanılan sin harfinin, bazen aksi yönde durumlarının olduğuna dikkat çeker (1939:307).

Liselerde okutulmak amacıyla 1932 yılında bir heyet tarafından hazırlanan 4 ciltlik tarih kitabı üzerine Atsız, Orhun dergisinde eleştirel yazılar yazar. Atsız’a göre bu tarih kitabında Köktürkler dönemi hatalarla doludur. Atsız’ın eleştirilerine Edirne Mebusu Şeref Bey ve Gazeteci Ahmet Muhip (Dranas) cevap verir. “Edirne Mebusu Şeref Bey’e Cevap” başlıklı yazısında daha çok Köktürk tarihine dair verilen bilgilerin yanlışlığı üzerinde durur ve doğru bilgileri ortaya koyar. Köktürk Yazıtları’yla ilgili okuma ve aktarma problemleri üzerinde de görüşlerini sıralar. Atsız’a göre bu döneme ait birçok özel isim kitapta doğru yazılmamıştır. Kültigin yerine Gültekin, Türgiş yerine Türkeş denilmesi hatalıdır. Atsız, kitapta yer alan Köktürk dönemi hakkındaki bazı yanlışları sıralar (1934b:82).

Atsız, Ahmet Muhip’e cevap olarak yazdığı bu yazıların birinde: Kitabı hazırlayan yazarların yetersizliğini, Köktürk harfli metinleri okuyamadığını, kendisinin, yazıtları asıl metninden okuyabildiğini vurgular (1934a:52).

Liseler için hazırlanan 4 ciltlik tarih kitabının yazarlarından Sadri Maksudi ile Atsız arasında Orhun mu yoksa Orhon mu tartışması yaşanır. Sadri Maksudi’ye göre yazıtların bulunduğu bölgenin adı Orhon’dur. Atsız, kelimenin ilk defa Moyunçur Kağan Yazıtı’nda geçtiğini ve Ramstedt tarafından kelimenin Oruqun şeklinde okunduğunu, orqun, uruqun, urqun şeklinde de okunabileceğini ancak orqon (=Orhon) şeklinde okumanın imkânsız olduğunu vurgular (Atsız 1934e:110).

Tonyukuk Yazıtı

“En Eski Türk Müverrihi: Bilge Tonyukuk” (1933:16-20) başlıklı makalesinde Atsız, Tonyukuk ve yazıtı hakkında kısa bilgi verdikten sonra metni Türkiye Türkçesine aktarmıştır. Metinde geçen, “Şad, Kıtay, Oğuz, Geyik, Dokuz Oğuz, On Oklar, Türgişler, Azlar, Katun, Yuğ, Umay, Yer-Su, Yinçü Ögüz, Tinesi Oğlı Yatığma Bengige, Sug, Budun” sözleri hakkında kısa açıklamalar dipnot olarak verilmiştir. Metni kendinden önce okuyan ve yorumlayan Thomsen’den bazı yerlerde ayrılan Atsız, makalesini bazı küçük değişikliklerle Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserine de almıştır.

Türk Edebiyatı Tarihi

Atsız, Köktürkçe ve bu döneme ait yazıtlar hakkında en fazla bilgiyi Türk Edebiyatı Tarihi’nde verir. Atsız’ın, ilk baskısı 1941 yılında yapılan Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinin kütüphanelerde dahi mevcudu yoktur. İkinci baskısı 1943 yılında yapılan eser, günümüze kadar değişik yayınevleri tarafından birçok kez basılmıştır. İslam öncesi dönemden Selçuklular çağına kadar Türklerin tarihleri, destanları, dili ve edebiyatı hakkında bilgilerin yer aldığı eser küçük hacimlidir.

“Kunlar Çağında Türkçe” alt başlığında Atsız, Hunlar döneminde Türklerin dört asır bir arada yaşaması sonucu Türk dilinin teşekkül ettiğini ileri sürer.

Literatürde “Hunca beyit” olarak bilinen ve Atsız’dan önce Shiratori ve Ramstedt tarafından Türkçe okuma denemeleri olan Sü:ke tılıkang bugukgı tuktang = “Savaşa çıkın, Buguk’u (küçük geyiği veya liderciği) tutun.” metnine Atsız’ın yaklaşımı farklıdır. Metni dünyada üçüncü; Türkiye’de ise ilk olarak değerlendiren Atsız’dır.

Atsız, M.Ö. 119 yılında Hunların kaybettiği bir savaş sonrası söyledikleri türkünün bir kısmının Çin kaynaklarında “Yen-çi-şan dağını kaybettik. / Kadınlarımızın güzelliğini elimizden aldılar / Si-lan-şan yaylalarını kaybettik, / Hayvanlarımızı çoğaltacak vesaiti elimizden aldılar.” biçiminde geçtiğini kaydeder. Türkünün ilk mısrasının Köktürkçede “Yen-çi-tağ yitirdimiz” yahut “Yen-çi tağın yitirdimiz” biçiminde söylenmiş olabileceğini belirtir (1992:89).

Eserin, “Gök Türkler Çağında Türk Edebiyatı” başlığı altında Türklerin, Köktürkler döneminde kendine mahsus yazıları olduğunu ve bu yazıya “Gök Türk yazısı” veya “Orhun yazıları” adı verildiğini kaydeden Atsız, bu yazıyla yazılmış metinlerin ilk örneklerine 8. asırda rastlansa da daha önceki dönemlerde de kullanıldığına dikkat çeker. Köktürk yazısını ilk önce Kırgızların kullanmış olabileceğini ve Köktürklerin onlardan aldıkları alfabeyi daha da geliştirdiğini söyleyen Atsız, alfabenin Arami kökenli olabileceğini ancak bazı harflerin Türk damgalarından geliştirilerek alfabeye dâhil olduğunu ifade eder.

Yenisey Yazıtları olarak da bilinen küçük yazıtlar, Kırgızlardan kalma mezar taşlarıdır. Büyük yazıtlar olarak “Bilge Tonyukuk, Kül Tigin, Bilge Kağan, Bilge Taçam, Işbara Küli Çur Yazıtları” sıralanmıştır. Köktürkçenin ayırt edici ses ve şekil özelliklerini 14 maddede Türkiye Türkçesiyle karşılaştırmalı olarak veren Atsız, eserinin daha sonraki sayfalarında bu alfabeyle yazılan metinlere yer verir. Bilge Tonyukuk ve Kültigin Yazıtı’nın bugünkü Türkiye Türkçesine aktarımını yaptığı ve daha önce yazdığı makaleleri bazı küçük değişikliklerle kitaba da alınmıştır. Makalelerden farklı olarak kitapta yer verilen metinlerde, bazen tamamı (Uyug-Turan) bazen küçük bir kısmının (Tonyukuk ve Kültigin) Köktürkçe okunuşu ve altına Türkiye Türkçesinde aktarımı bulunmaktadır.

Altın Elbiseli Adam

1970 yılında Kazakistan’ın Esik Kasabası’nda yapılan araştırmalarda bir “kurgan”da bulunan altın elbiseli adam heykeli ve bir kâse veya kaşık üzerinde Köktürk harflerine benzer bir yazıyla yazılmış iki satırlık bir metin, büyük bir heyecan yaratmıştır. Metni ilk olarak Kazakistan’da okuyan ve yorumlayan Oljas Süleymanov’dur. Türkiye’de, Esik Kurgan’da çıkan malzemeyle ilgili olarak ilk makaleyi 1970 yılında Atsız yayımlar. “Kazakistan’da Bulunan Mezar” başlıklı makalesinde Atsız, Süleymanov’un okuma ve yorumlamasındaki bazı hatalı kısımları eleştirir (1970:5-6).

Atsız’ın, Esik Kurgan’da bulunan Altın Elbiseli Adam ve yazılı malzeme üzerine “Altın Elbiseli Adam Hakkında Yeni Bilgiler”, (1973:8) başlıklı ikinci makalesinde, bazı yeni okuma ve yorumlamalardaki hatalara dikkat çeker. Atsız, Köktürk alfabesinin sapsız gümüş kaşık üzerindeki yazıdan geliştiğini, eski Türk alfabesinin önce ideogramla türeyip, sonra hece yazısına döndüğünü ileri sürerek, bu kaşığın üzerindeki yazının da hece yazısının son çağına ait olduğunu belirtmiştir. Daha sonra hece yazısı harf-ses yazısına dönmüş, Yenisey-Orkun Yazıtları’nda kullanılan alfabe doğmuştur (1973:8).

Atsız’ın, Orhun Yazıtları’nda geçen bazı ifadeleri makalelerinde kullandığına dair aşağıdaki örnek ilgi çekicidir: “Türk Budun, Ökün!?… Kendine gel. Aklını başına topla. Her söze, herkese inanma. Beynini işlet. Geçmişini hatırla. Seni nelerin yükseltip, nelerin alçalttığını düşün. Safsatalardan uzaklaş. Şunun, bunun ardından gitme (1975:3).”

Türkiye Türkolojisinin ilk dönemlerinde dil, tarih ve edebiyat alanında araştırmalarıyla öne çıkan Nihal Atsız, Tonyukuk Yazıtı’nı Türkiye Türkçesinde ilk defa neşreden kişidir. O, Tonyukuk Yazıtı ile ilgili kendinden önce yapılan az sayıdaki çalışmaların hepsini görmüş, yazıtlarda geçen ifadelerin bir kısmında çok isabetli aktarımlarda bulunmuştur. Orhun Yazıtları’nı yazdıran/yazan Tonyukuk ve Yollug Tigin’in, ilk Türk tarihçileri olduğunu belirten Atsız, daha sonraki bilimsel çalışmalarını Osmanlı tarihleri üzerine yoğunlaştırır.

Tonyukuk ve onun yaşadığı zaman, Atsız’ın özlem duyduğu uzak mazi Köktürkler dönemidir. Millî romantik duyuş tarzının gereği olarak Türk tarihinin destansı çağına yönelen Atsız, edebî eserlerinde geniş bir coğrafi alana paralel olarak zamanda geçmişe yönelmiş, geçmişi mümkün olduğunca aslına sadık kalarak tasvir etmiştir. Romantizmin tarihçilik tarafını meydana getiren anlayışın gereği olarak geçmişe ait eşyaları ve insanları yeniden yaşatmayı benimseyen Atsız’ın eserlerine bu zaviyeden baktığımızda kendimizi Türk tarihinin içinde buluruz. Bilim adamı ve Türkolog olarak bütün hayatını milletine ait eserleri okumaya, yorumlamaya, neşretmeye adayan Atsız, daha çok siyasi Türkçülük çerçevesinde değerlendirilmiştir.

Hâlbuki o, Türkolojiye dair eserleriyle ilmî Türkçülük içinde de önemli bir yere sahiptir. Onun Köktürk harfli metinler üzerine bir filolog dikkatiyle Türkiye’de ilk okuma ve yorumlamayı yapmış olması, görmezden gelinemeyecek kadar değerlidir.

Kaynakça
Çiftçi-Oğlu H. Nihâl [Atsız],(1932). “Dede Korkut Kitabı Hakkında,” Azerbaycan Yurt Bilgisi, I/2, s. 60-61
Atsız, (1933), “En Eski Türk Müverrihi: Bilge Tonyukuk”, Orhun, Sayı 1, s.16-20.
Atsız, (1934a), “Haddini Bil!”, Orhun, Sayı 3, s.51-55.
Atsız (1934b) “Edirne Mebusu Şeref Bey’e Cevap”, Orhun, Sayı 4, s.77-85
Atsız, (1934c), “İkinci Türk Müverrihi: Yulığ Tigin”, Orhun, Sayı 5, 1934, s.95-102.
Atsız, (1934d), “Alaylı âlimler”, Orhun, Sayı 5, 1934, s. 102-105
Atsız, (1934e) “Alaylı Âlimlerden Sadri Maksudi Bey’e Bir Ders”, Orhun, Sayı 6, s. 109- 110.
Atsız, (1934f) “Moyunçur Kağan Abidesi”, Orhun, Sayı 8, 1934, s.150-156.
Atsız, (1939), “Dede Korkut”, Yücel, C.VIII, Sayı.48, s. 306-310.
Atsız,(1943/1992) Türk Edebiyatı Tarihi, Aylı Kurt Yayınları, İstanbul, 1943. Baysan Yayınları, İstanbul, 1992.
Atsız (1970), “Kazakistanda Bulunan Mezar”, Ötüken, Aralık 1970/12, s.5-6.
Atsız (1973), “Altın Elbiseli Adam’ Hakkında Yeni Bilgiler”, Ötüken, Haziran 1973/6, s.8.
Atsız (1975), “Türk Budun, Ökün!” Ötüken, 10 Haziran 1975/6, s.3