Şimdi yükleniyor

DüşmanınAttığı Okve Siyasetin Hâl-i Pürmelâli

nihat malkoc 100

DüşmanınAttığı Okve Siyasetin Hâl-i Pürmelâli

Siyasette sandık çoğunluğunu sağlayan her şey mubah mıdır?

Batı dillerindeki karşılığı “politika” olan siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır. Dikkat ederseniz bu eyleme iş değil, sanat diyorum. Çünkü siyaset bir sanattır. Bu, sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bunu yapmaya namzet kişilerin öncelikle ve özellikle bilgili, dürüst, cesur, adil ve kararlı olması gerekir. Bunlar zaten bir liderde olması gereken mühim özelliklerdir. Bunlar yoksa siyaset, siyaset olmaktan çıkar; kör dövüşüne dönüşür.

Halk tarafından daha çok şan, şöhret ve şatafat kısmı görülse de siyaset büyük bir sorumluluğu gerektiren zor bir uğraştır. Hele bu hususta milletvekilliği noktasındaysanız binlerce insanın sorumluluğunu omuzlarınızda taşıyorsunuz demektir. Bu yüzden attığınız her adıma azamî derecede dikkat etmek zorundasınız. Bu meşakkatli iş parti başkanlığı, bakanlık ve cumhurbaşkanlığı noktasındaysa ateşten gömlek giyiyorsunuz demektir.

Siyasetçi, her şeyden evvel vicdan sahibi olmalıdır. Çünkü en büyük polis, kişinin göğüs kafesinde taşıdığı vicdanıdır. Akşam yatağımıza uzandığımızda o gün yaptıklarımızın doğruluğunu veya yanlışlığını vicdan süzgecinden geçiririz. Süzgeçten geçenler, süzgeç üzerinde kalanlardan fazlaysa kemâl-i afiyetle uyuruz. Aksi durumda uyku bize haram olur. Bu, kişinin eylemlerini denetlemesini sağlayan bir çeşit otokontrol vasıtasıdır.

Günümüzde siyaset, tehlikeli sularda ve kaypak zeminlerde yapılıyor. Bu zeminlerde kayıp düşme ihtimali yüksektir. Onun için ayağın yere sağlam basması elzemdir.
Zamanımızda siyasetçiler ne yazık ki “Siyasette sandık çoğunluğunu sağlayan her şey mubahtır.” anlayışıyla hareket ediyor. Bu da “Çamur at, izi kalsın.” anlayışını beraberinde getiriyor. Bu durum, hepimize lazım olan demokrasiyi kirletiyor, sekteye uğratıyor.

Siyaset, ak’ı kara, kara’yı ak gösterme sihirbazlığı değildir, olmamalıdır da. Ak’ı kara, kara’yı ak gösterenler öncelikle kendilerini, ardından da temsil ettikleri kesimleri aldatırlar. Oysa siyasette aldatma; güveni zedeleyen, hatta ortadan kaldıran affedilmez bir kusurdur.

dergi satin al 2