Tarih Hem Tekerrürden Hem de Tefekkürden İbarettir

Tarih Hem Tekerrürden Hem de Tefekkürden İbarettir

Tarih; dünü bugüne, bugünü yarına bağlayan muhkem bir köprüdür.

Tarih; dünü bugüne, bugünü yarına bağlayan muhkem bir bilinç köprüsüdür. İdraklerin parlak cilasıdır. Bu güçlü ve sağlam köprü olmasaydı mazimizden hakkıyla ve layıkıyla haberdar olamazdık; dünü bugüne, bugünü yarına taşıma imkânından da mahrum kalırdık. Böyle bir durumda dostumuzu da, düşmanımızı da hakkıyla bilemezdik. Sürekli aynı hatalara düşerdik. Tarihin yerinde, zamanında ve doğru öğretimi bu hataları bertaraf eder.

Modern tarih yazımının, sosyolojinin ve iktisadın öncülerinden sayılan, 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi İbn Haldûn’un şu sözlerini kulağımıza küpe etmeliyiz:

“Bâtın ve içyüzü itibarıyla tarih; düşünmek, araştırmak ve olan şeylerin (vekayiin) sebeplerini bulup ortaya koymaktır. Tarih birçok kaynaklar; çeşit çeşit bilgilere, sahibini hakka ulaştıran, hata ve sürçmelerden çekip çeviren güzel bir düşünceye ve kararlılığa muhtaçtır. Çünkü haberler hususunda mücerret nakle itimat edilir ve ananelerin esasları, siyasi kaideler, ümranın tabiatı ve insan topluluklarındaki hâller hakem kılınmaz, bu hususta gaip şahide kıyas edilmezse, bu konularda hataya düşmekten, ayağın kaymasından ve doğruluk caddesinden sapılmasından ekseriya emin olunamaz.” Aynı İbn Haldûn, tarih ilmini ise şu şekilde tanımlar: “Gayesi şerefli, faydaları pek çok ve usulü gayet önemli olan bir fendir. Çünkü bu ilim, geçmişteki kavimlerin ahlakı, nebilerin gidişatı, hükümdarların devletleri ve siyasetleri ile ilgili hâllere bizi vâkıf kılar. Din ve dünya hâllerinde, maksadı örnek almak olan kimsenin temin edeceği fayda, bu suretle tamamlanmış olur.”

dergi satin al 2